Gün giderken, oklarıyla tutundu ufka;
Bırakmak istemezcesine bizi.
Özgür bıraktık onu,
Döneceğini bildiğimiz sevgiliye güvendiğimiz gibi.
Bir Çift Sözüm Var
Herkesin sözü var da, eskiden ulaşmak bunca kolay değildi. Bugün o kadar çok söz uçuyor ki havalarda, şimdi de duyurmak çok kolay değil. Bu bir çift sözü gören bir çift başka göz varsa şu anda, bu sözleri derleyenin, dile getirip kaleme alanın şansıdır aslında. Yani, iyi ki varsınız. Buyurun o zaman; sizinle paylaşmak için aşağıdaki sözcükler.
"Bir Çift Sözüm Var"da Ara
10 Eylül 2019 Salı
10 Temmuz 2019 Çarşamba
Zehrimiz Sana, Utancı Bize Düştü
Ah ulan! Ah!
Lanet olsun adını öğrendiğim güne.
İnan öfkem sana değil.
İsmini öğrenmesem,
Sen bir yerlerde gösterişsiz, hatta zorluklarla dolu yaşamını sürdürsen,
Mütevazı çabalarından hatta büyük başarı öyküleri yazmasan,
Adını milyonlar anmasa,
İnan hepimiz daha mutlu olurduk.
Lincin aşağılık gölgesi hepimizin üstüne düşmeseydi bir de...
Kahrolası eller izin vermedi çocuk.
Olmadı, sevgiyi öğrenemediğimiz için, seni koruyamadığımız için
Resmin kaldı yalnız elimizde.
Kısacık ömrünün ardında bıraktığın,
Mirasın, adın oldu,
Ah be evlat! Nefret, insan denen yılanın dişlerinden süzülür;
Zehrimiz sana, utancı bize düştü.
6 Ekim 2018 Cumartesi
Çöllll...
Facebook ana sayfada her gün birkaç arkadaşımın, "artık falan ülkedeyiz hayırlısı", "bilmem ne ülkesinin filan şehrinde ilk günümüz." mesajlarını görüyorum. Hepsi de mutluluk, rahatlama ve huzurdan söz ediyor. Hepsi de bu ülkenin iyi yetişmiş, üretken çocukları.
Çocuk dediysem, 20li, 30lu yaşlarında değil çoğu. 40 hatta 50 civarı.
Çocuklarını ilk fırsatta yurt dışına gönderip, "kal orada, sakin dönme" diyen ağabey, ablalarımı hiç saymayayım. Onların da hepsinin yurtseverler olduğunu iyi biliyorum.
Suyunu, mineralini, tohumunu, fidanını yitiren toprak çölleşecek. Sonra da hiçbir şey yetişmeyecek.
Ardahan'a gönüllü gidip daha ilk gün darp edilip istifasını veren gencecik doktor kardeşim, döndüğü Ankara'da da kalacak mı? Kalanlar kime muayene olacak?
Sahi; Kanada vasıflı insan alıyormuş. Piyano akordörleri ilk sıralarda yer buluyormuş. Bu da 3 gün önceki sohbet. "Piyanolarımız akortsuz olsa ne olur?" değil mi? Zaten artık elektrikli kullanıyoruz. Ama yalnızca benim sınıf arkadaşlarımdan bile en az 5 piyanist zaten yurt dışında yaşıyor.
Çölllll .... deve gibi hissediyorum. Hörgücümdekiler beni ne kadar idare eder dersiniz?
18 Aralık 2017 Pazartesi
Tek Kanallı Televizyon Çağı Çocukları
...insanlar, birden seçme şansını yakaladı.
Bu gerçekten bir şans mıydı peki?
Her seçim, seçmediğin şey açısından bir vazgeçiş değil miydi?
19 Ekim 2017 Perşembe
3 Ekim 2017 Salı
13 Ağustos 2017 Pazar
Isaac Newton Hayatını Kurtarsın İster misin?
Newton, hareket yasalarında kabaca der ki,
"Eylemsizlik : Cisim, aksi bir güçle ya da dirençle karşılaşmadığı sürece, durağanlığını ya da devinimini sürdürür. / İvme : Bir cismin ivmesindeki değişim, cisim üzerine uygulanan güçle ile orantılıdır ve gücün uygulandığı doğru boyunca gerçekleşir. / Etki - Tepki : Üzerine bir güç uygulanan cisim, aynı oranda güçle karşılık verir."
"Eylemsizlik : Cisim, aksi bir güçle ya da dirençle karşılaşmadığı sürece, durağanlığını ya da devinimini sürdürür. / İvme : Bir cismin ivmesindeki değişim, cisim üzerine uygulanan güçle ile orantılıdır ve gücün uygulandığı doğru boyunca gerçekleşir. / Etki - Tepki : Üzerine bir güç uygulanan cisim, aynı oranda güçle karşılık verir."
Bilim, yaşamdan ayrı değildir. Şöyle ki;
2 Ağustos 2017 Çarşamba
Vakti Gelen, Tam Zamanında
Keşfettik zamanı ve mahkûm olduk ona.
Nasıl ki, bir kez bildiğini bir daha bilmez olamazsın,
Zaman da bir daha çıkmadı aklımızdan.
Çıkmamakla da kalmadı; düzenledi ne var, ne yoksa her şeyi.
Nasıl ki, bir kez bildiğini bir daha bilmez olamazsın,
Zaman da bir daha çıkmadı aklımızdan.
Çıkmamakla da kalmadı; düzenledi ne var, ne yoksa her şeyi.
25 Temmuz 2017 Salı
Duygu Tamam; Teknik Eksik!
Bu yazı tiyatro sanatının öğrettiklerini kullanmaktadır.
Yine de oyunculukla ilgili olduğunu söylemek çok da doğru olmaz.
Konservatuvar tiyatro bölümünde öğrenciyken, arkadaşlarla aramızda şakayla karışık sık sık kullandığımız bir cümleydi;
"Duygu tamam; teknik eksik."
Bu, kabaca şöyle bir şey demekti; "Arkadaş, canhıraş oynuyorsun. O rolün ya da sahnenin gerektirdiği duyguyu göstermek için kendini paralıyorsun ama olmuyor. Ya söylediklerin hiç anlaşılmıyor, ya sahne kurgusu ve mizanseni sıkıntılı, ya sesin duyulmuyor ya da bedenin ve mimiklerin o parçanın gerektirdiği biçimde ve esneklikte değil". Kısaca, "Duygu tamam; teknik eksik". Yani, bir şeyler yarım. Yani, bir şeyler olmamış. Yani, kaçırdığın bir şeyler var. Yani, yapmak istediğin şey ile yapageldiğin ve bize gösterdiğin şey aynı değil.
22 Temmuz 2017 Cumartesi
İki İncir Ağacı
İki incir ağacı
Gecenin koynunda
Yan yana, karşı karşıya
Birinin süt damladı yaprağından
Diğerinin reçine, dallarından
Kimsenin haberi yoktu oysa
İkisinin ağladığından...
Gecenin koynunda
Yan yana, karşı karşıya
Birinin süt damladı yaprağından
Diğerinin reçine, dallarından
Kimsenin haberi yoktu oysa
İkisinin ağladığından...
20 Temmuz 2017 Perşembe
Uğruna Ölecek Kadar Değil, Yaşayacak Kadar Sevebilir misin?
Ama Martı adlı oyununun baş karakterlerinden biri olan Treplev'den nefret ediyorum. Bu net. Yanlış anlaşılmasın; harika yazılmış bir oyunun, olağanüstü çizilmiş bir karakteri. Mesele de burada zaten. Ben Treplev'i insan olarak sevmiyorum.
17 Temmuz 2017 Pazartesi
Haydi Vur Adem Yerden Yere, Vur Gitsin En Sevdiğini!
Söylesene be Adem -ya da Havva... yok aslında birbirinizden farkınız-,
Nedir o meşhur atasözüne bunca sarılmanın nedeni? Hani, "Debbağ*, sevdiği deriyi yerden yere vururmuş", sözü. Ölü hayvan derisinde belki işe yarar bu; peki ya en sevdiğin insanın yerden yere vurduğun canlı derisinde de işe yarıyor mu gerçekten?
15 Temmuz 2017 Cumartesi
Yaşamını Bir Rafta Unutma
Çok büyük bir istekle alıp, bir kenarda bıraktığın bir eşyan oldu mu?
Okumak üzere alınıp unutulmuş bir kitap örneğin. Ya da ne bileyim, güzel bir günde giymek üzere alınmış, dolaptan çıkmamış bir elbise...
Yaşam boyu insanlara da yapıyoruz aynı şeyi. İş yerinde, aşk hayatında, ailede, okulda, çevrene bir bak Çok göreceksin onlardan.
Okumak üzere alınıp unutulmuş bir kitap örneğin. Ya da ne bileyim, güzel bir günde giymek üzere alınmış, dolaptan çıkmamış bir elbise...
Yaşam boyu insanlara da yapıyoruz aynı şeyi. İş yerinde, aşk hayatında, ailede, okulda, çevrene bir bak Çok göreceksin onlardan.
15 Mayıs 2017 Pazartesi
Sen Kaç Yaşındasın?
Sen kaç yaşındasın?
Sorsana bir kendine. Ne yaptın, bugünden doğum gününü çıkarıp sonuca mı baktın örneğin? Bak şimdi; o da bir karmaşa ya; biten yaş mı, girilen yaş mı?
Sahi; SEN kaç yaşındasın?
"35. Ama 90 kadar yorgun" mu?
"86. Ama 18'likleri cebimden çıkarırım" mı?
"40. Tam yaşım gibiyim; hem yapabilir, hem bilebilir" mi?
"7 yaşındayım, ömrümde böyle şey görmedim" mi?
Sorsana bir kendine. Ne yaptın, bugünden doğum gününü çıkarıp sonuca mı baktın örneğin? Bak şimdi; o da bir karmaşa ya; biten yaş mı, girilen yaş mı?
Sahi; SEN kaç yaşındasın?
"35. Ama 90 kadar yorgun" mu?
"86. Ama 18'likleri cebimden çıkarırım" mı?
"40. Tam yaşım gibiyim; hem yapabilir, hem bilebilir" mi?
"7 yaşındayım, ömrümde böyle şey görmedim" mi?
14 Mayıs 2017 Pazar
An Gelir...
An gelir,
Bahardır;
Baharın sürprizleri vardır.
Bir meyve düşer daldan yere,
Yuvarlanır,
Toprakta yuvarlanır,
Hiç beklenmedik bir yerde,
Hiç beklenmedik bir anda,
Kök salar.
Bakmışsın ummadığın bir yerde,
Beklemediğin bir zamanda,
Bir ulu çınar, bir koca meşe,
Ya da ne bileyim,
Dünyadaki en lezzetli meyve,
Muştulanmış bir filizde.
An gelir;
Bahardır.
Baharın sürprizleri vardır.
13/05/2017
Belek /Antalya
Bahardır;
Baharın sürprizleri vardır.
Bir meyve düşer daldan yere,
Yuvarlanır,
Toprakta yuvarlanır,
Hiç beklenmedik bir yerde,
Hiç beklenmedik bir anda,
Kök salar.
Bakmışsın ummadığın bir yerde,
Beklemediğin bir zamanda,
Bir ulu çınar, bir koca meşe,
Ya da ne bileyim,
Dünyadaki en lezzetli meyve,
Muştulanmış bir filizde.
An gelir;
Bahardır.
Baharın sürprizleri vardır.
13/05/2017
Belek /Antalya
22 Mart 2017 Çarşamba
Yeniden...
Bahar,
tatlı bir serinlikle odayı dolduran
tazeliğin kokusudur şimdi.
Öylese dem uyanmanın demidir;
doğayla birlikte.
Ağacın kahverengi gövdesi,
yeşil yaprağı,
göğün ufukta denizle karıştığı
uçsuz bucaksız mavisi,
soluk almanın gücü,
patlayıp çiçek olmak için sabırsızlanan
tomurcuğun hevesi,
ve ille de umudun karışı konmaz gülümsemesiyle;
yeniden, inatla doğmanın demidir.
Sen yorulup durduğunda,
çocukların gülen yüzleriyle
inatla yeniden,
yeniden,
yeniden doğacağını bilmenin güzelliğiyle.
5 Mart 2017 Pazar
Bir DEĞER'in Ardından
90'lı yılların ortaları.
Hastayım.
Yanlış anlaşılmasın; bedensel bir hastalığım yok. Her tiyatro oyuncusunun en az iki kere yakalandığı bir hastalık. Latince adını bilmiyorum ama bulsak, Türkçe çevirisi "Benden önce bu tiyatro sanatını bilen yoktu. Allah sizi inandırsın, bir güneş gibi doğdum da en iyisini bilen biri geldi" hastalığı gibi bir şey olur.
Dedim ya bu hastalığa en az iki kere yakalanır her tiyatro oyuncusu adayı. Birincisi, tiyatro okulu sınavlarını kazandığı zamandır. Öyle ya koskocaman bir jüri onun yeteneğini onamış, adını tabela gibi ilan kağıdına yazmıştır. En büyük odur ve tiyatroyu daha iyi bilecek, daha yetenekli kimse yoktur. Listede 5-10 kişi daha varsa ne gam? Kontenjan sorunu. Diğerleri de az - çok pırıltı göstermiştir elbet. Hastalığın bu bölümü, derslerde eli ayağı karışıp da, sahnede ne yapacağını şaşırınca kendiliğinden geçer.
3 Mart 2017 Cuma
Tekrarı Yok
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorsun.
Hiç yaşlanmayacak gibi.
Sonsuz şansın var sanıyorsun yapmak istediklerin için.
Görmek istediklerin, sevmek istediklerin, sarmak istediklerin ve sormak istediklerin için.
Yok oysa.
En büyük hediye, sana verilen bu tek şans. Sayarsan delirirsin hani. Sayabileceğin hızda geçenine saniye demişsin. O değeri de sen belirlemişsin. Yani öyle ki, sanki geçip gitsin diye keşfetmişsin dakikayı, saat, gün, hafta ve yılları.
Yapmak istediklerin mi var? Şimdi mi? Haydi!
Görmek istediklerin mi var? Kalk, kalk!
Emin misin yarın yapabileceğine? Dahası yarın da isteyeceğine? Çıkılmamış yolun erimi yoktur. Yürümeyen eremez hiçbir yere. Dertlendin de ne oldu? Erindin de ne kazandın?
Ha; istediğin durmak mı? Geldiğin yerde kalmak mı? Onu da yap, hakkıyla yap. Tam gönlünün istediği gibi. Öyle yap ki, gören bir "ooooohhh" çeksin senin haline bakınca; kendi durmuş sanki. Dünyanın en güzel tatlısını uzun uzun çiğner, lezzetini son zerresine kadar alır gibi.
Aktığını biliyorsun ya zaman dediğin şeyin, lanetin aslında bu; şansın da aynı zamanda.
Yap gitsin o zaman. Zira yapmasan da gidecek.
Hiç yaşlanmayacak gibi.
Sonsuz şansın var sanıyorsun yapmak istediklerin için.
Görmek istediklerin, sevmek istediklerin, sarmak istediklerin ve sormak istediklerin için.
Yok oysa.
En büyük hediye, sana verilen bu tek şans. Sayarsan delirirsin hani. Sayabileceğin hızda geçenine saniye demişsin. O değeri de sen belirlemişsin. Yani öyle ki, sanki geçip gitsin diye keşfetmişsin dakikayı, saat, gün, hafta ve yılları.
Yapmak istediklerin mi var? Şimdi mi? Haydi!
Görmek istediklerin mi var? Kalk, kalk!
Emin misin yarın yapabileceğine? Dahası yarın da isteyeceğine? Çıkılmamış yolun erimi yoktur. Yürümeyen eremez hiçbir yere. Dertlendin de ne oldu? Erindin de ne kazandın?
Ha; istediğin durmak mı? Geldiğin yerde kalmak mı? Onu da yap, hakkıyla yap. Tam gönlünün istediği gibi. Öyle yap ki, gören bir "ooooohhh" çeksin senin haline bakınca; kendi durmuş sanki. Dünyanın en güzel tatlısını uzun uzun çiğner, lezzetini son zerresine kadar alır gibi.
Aktığını biliyorsun ya zaman dediğin şeyin, lanetin aslında bu; şansın da aynı zamanda.
Yap gitsin o zaman. Zira yapmasan da gidecek.
21 Şubat 2017 Salı
140 Karakterde Kalmasın Diye Derlenenler
*****************Yazmak istediğim yazılar var.— Boğaçhan Sözmen (@bsozmen) 8 Şubat 2017
Diyorum;
"Geç otur,
yaz akılla bir yazı"
Sonra bir gülme geliyor ki,
Hüngür hüngür...
*****************Negatif fotoğraflar gibi;— Boğaçhan Sözmen (@bsozmen) 8 Şubat 2017
Gülsüz diken bahçesi...
*****************Masada,— Boğaçhan Sözmen (@bsozmen) 8 Şubat 2017
İki tane 35'lik vardı.
Biri konuşuyordu,
Diğeri konuşturuyordu.
Bir diğerinde iki 70'lik
Rol dağılımı aynı.
*****************Var olsun; ne güzel yazmış Savaş Sönmez...https://t.co/LQtFJvzqoV— Boğaçhan Sözmen (@bsozmen) 26 Ocak 2017
Burada deniz bitiyor
— Boğaçhan Sözmen (@bsozmen) 7 Aralık 2016
Ve gökyüzü başlıyor
Uçsuz bucaksız derin
Kirli bir gökyüzü
Behçet Aysan şiiri@tekirkedi https://t.co/phcZKeIxYn
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)