"Bir Çift Sözüm Var"da Ara

21 Mart 2013 Perşembe

Anadolu'yu ışıtanlardan Nasrettin Hoca

Öteden beri tiyatroyu bir düş görmeye benzetirim. Çocuk oyunları, bu düşlerin içinde en mutlu çocuğun, en renkli düşleri gibidir. Bu seferki düşümüzde Anadolu'yu gökkuşağının tüm renkleriyle ışıtanlardan Nasrettin Hoca'yla buluştuk.


Bilebildiğimiz kadarıyla Anadolu'nun en zor zamanlarından birinde, 13. Y.Y.'da yetiştirmiştir bu topraklar Nasrettin Hoca'yı. İnsanımız istila, baskın, kıtlık ve yoksulluk gibi nice derde katlanabilmenin yolunu, O'nun keskin zekası, sivri dili ve en acı olaya bile güldürü penceresinden bakabilen gözleri ile bulmuştur. O kadar sevmiştir ki halk, fıkralarından atasözleri çıkarmıştır; “Damdan düşen, halden bilir”, “Hırsızın hiç mi suçu yok?”, “Ölme eşeğim, ölme”, “Ye kürküm, ye” ve daha niceleri. Öyle özdeşleşmiştir ki bu toprakların kültürüyle, kendinden çok önceki ve çok sonraki olaylar bile, ortak zekamızın birer ürünü olarak Nasrettin Hoca'nın varsayılmıştır. Aralarında 100 yıldan fazla fark olan tarihi kahramanlarla ortak öykülere konu edilmiştir.


Ve bizim coğrafyamızda yaşamıştır Nasrettin Hoca. Sivrihisar'da (Eskişehir) doğduğu, Akşehir'de (Konya) yaşadığı söylenir. Biz de Konya Devlet Tiyatrosu olarak, hemşehrimiz Nasrettin Hoca'yı seyircimizle buluşturmayı, O'nu kendi bildiğimizce anmayı görev ve mutluluk saydık. Hani, “Işık Doğu'dan yükselir” derler ya; bize aklının kuvvetiyle nice güzellikler sunan Anadolu'nun en renkli ışıklarından birini sahnemize taşıdık. Bunu yaparken de hem ülkemizdeki, hem de dünyanın her yerindeki seyircilerle buluşabilmek üzere, söz ustası Hocamızı, sözleri kullanmadan anlatmayı tercih ettik. Müzikle, hareketle, kuklalarla, ışıklarla ve siyah ışık tekniği ile buluşturduğumuz gölge tasvirleriyle anlattık öykülerimizi.


Zor bir işti kalkıştığımız. Her şeyi bir araya getirmekle yükümlü olmaksa, omuzlarıma binen kişisel zorluğumdu. Biz sevdiğimiz, mutlu olduğumuz bir işi elimizden gelenin en iyisi ile yapmaya çalıştık. Umarım siz seyircilerimiz de oyun sonunda mutlu ayrılırsınız salonumuzdan.


Son olarak; böyle bir çalışma için çok kısa sayılabilecek bir sürede oyunumuzun seyirciye hazır olması için emek veren herkese; ama özellikle sevgi, özveri ve büyük çabayla çalışan Konya Devlet Tiyatrosu'nun oyunculuktan, dekordan, aksesuardan, kostümlerden, ışıklardan, müzik – efektten, makyaj – perukadan, teşrifattan, bilet gişesinden, güvenlikten, temizlikten, kafeteryadan, tanıtımdan, idari işlerden sorumlu bütün TİYATROCUlarına en derin sevgi ve en içten teşekkürlerimi huzurunuzda da belirtmeyi borç bilirim. Onların emeği olmadan düş, düş olarak kalırdı.


İyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder